“…onlar için yeterince bohem değildim, fazlaca orta sınıf kalıyordum…”

1950’li yıllarda “karşı kültür”ün temsilcileri olan Ferlinghetti, Gary Snyder ve William Burroughs New York’ta yaşamakta ve yeni bir edebi dil yaratmaktadırlar. Cohen bir yandan Beat Kuşağında kendi karşı duruşu ile örtüşen unsurlar bulur. Diğer yandan,
hiçbir zaman Beat Kuşağı temsilcileri tarafından fazla kabul görmez. Kendisi bu durumu “onlar için yeterince bohem değildim, fazlaca orta sınıf kalıyordum” diye açıklar.

Daha sonra, 2005 yılında çekilen “I’m Your Man” adlı belgeselde verdiği röportajda o günleri şöyle anlatacaktır:

Montreal’de de şairler ve müzisyenler vardı ama Montreal sanki daha temiz, saf, daha komik ve canlıydı. Çünkü New York’ta pazarın rekabeti açıkça ortadaydı. Bu insanlar Montreal’de yapılmayan bir şekilde medyayla ve pazarla oynuyorlardı. Öne geçmeye çalışıyorlardı. Çabalıyor, büyük düşünüyorlardı. Belki de orası Amerika olduğu içindir. Kanada’da insana daha alçakgönüllü düşünmek öğretilir. Dünyayı onların yaptığı gibi değiştirmeyi düşünmeyiz. Ama New York’da Amerikalı yazarların beat kuşağı şairlerinin ve sonra da hippilerin kendilerine dair çok daha büyük bir tasavvurları vardı. Bence, oyunun başında gerçekten meşhur yazarlar, pop yıldızları ve önemli kültür figürleri olabileceklerini gördüler.

Cohen’in 1962 yılında annesine yazdığı mektuptan…

Cohen 1962 yılında annesine yazdığı bir mektupta şöyle der;

“Kitabımın yayımlanacağını biliyordum, ta en başından beri, makul insanlar sürekli makul gerekçelerle beni vazgeçirmeye çalışsalar bile, yazar olmayı istediğimi bildiğim gibi. Fakat başkaları tarafından size verilen hiçbir şeyin değeri yoktur. Ancak, çabalayarak ve  acı çekerek başardıklarınızın bir değeri vardır. Yazmaya ilişkin hayallerim, 11 yıl önce başladığımdan ne daha az, ne de daha fazla. İstediğim hayat tarzına ulaşabilmek için içimdeki zayıflıkla savaşmaya devam edeceğim. Zaferimin sırrı hiçbir şey ummamakta yatıyor. Hiçbirşeyi değiştirebileceğini umma, hiçbir şeyi  geride bırakabileceğini umma.”